Bir kez daha aşk olsun / Koray Eti

| January 31, 2016

korayeti2En karanlık dönemlerden birisinde, en karanlık günlerin tam ortasındayız. İnsana ait her şeyi piyasaların renkli panolarında bir noktaya dönüştüren kapitalizmin ışıkları bir bir sönüyor. Tarihin sonunu ilan edenler kendi sonlarını geciktirmek için dünyayı etnik savaşlar, mezhepsel savaşlar, din savaşlarıyla boğuyor. Emeğiyle geçinenler azgın sömürüyle geleceksizliğe itiliyor, nefessiz bırakılıyor. Eski çöküyor, yeninin henüz doğmadığı ama yeryüzünü saran isyan dalgalarının ateş böceği misali karanlığın içinde parladığı günler geleceğimizi şimdiden çoğaltıyor.

Ülkemiz içindeki en karanlık noktanın tüm gökyüzünü kapladığı bir kuşatma altında. Güzellikten ve iyilikten yana ne varsa, özgürlüğe ve eşitliğe dair ne birikmişse hepsini yok ederek kendi suretinden alabildiğine çirkin bir ülke yaratılmak istiyorlar.

Ama bu ilk karanlığımız değil, ilk kez geçmiyoruz karanlıklardan. Ve biliyoruz ki bu karanlık da ilelebet değil. Yarın onların çürümüş değerleri, yozlukları ile değil yine bu karanlığın içinde inatla direnenlerin eşitliğe, özgürlüğe, dayanışmaya, bir arada yaşama ve kardeşliğe, bağımsızlığa ve laikliğe dair biriktirdiği güzellikle ve değerlerle kurulacaktır.

20 yıldır emeğin, özgürlüğün, dayanışmanın, kardeşliğin kavgasında biriktirdiğimiz her şey yarının da kurucu değerleri olacaktır. Özgürlük ve Dayanışma yolculuğumuz, Deniz’lerin, Mahir’lerin, İbrahim’lerin, Fikri Sönmez’lerin silinmeyen ayak izlerine basarak, 20 yıldır yürüdüğü bu yolda yeni patikalar yaratabildi. Bu patikalar gün geldi TEKEL’e, gün geldi ODTÜ’ye, gün geldi Cerattepe’ye, gün geldi Gezi’ye çıktı. Yine, yeni patikalar yaratacağız, bu patikalardan yeni yollara çıkacağız birlikte.

Şimdi, 20.yılımızın çağrısı tarihimizle, gelecekle ve hepsi için bugünkü karanlığa teslim olmayanların, diz çökmeyenlerin kucaklaşmasına bir çağrıdır. Bu çağrı, Gezi’de bir sokak başında, bir meydanda yan yana durduğumuz, omuz omuza verdiğimiz, soluklarımızı ve adımlarımızı birleştirdiğimiz gibi bir kucaklaşmaya çağrıdır. Bu çağrı, memleketin dört bir yanında direnen tüm noktaları birleştirmeye, daha fazla Haziranlaşmaya bir çağrıdır. Bu çağrı, uzun kavgalardan, acılardan ve umutlardan geçerek gelen güneşli ve inatçı bayrağımızın dünden bugüne tüm arkadaşlarıyla kucaklaşmaya çağrıdır. Bu çağrı, en zor zamanlardan mutlaka yeni günlere yeni bir hayata adımımızı mümkün kılacak, birlikte bir memleket olmak, birlikte memlekette bitmeyen bir baharı hakim kılmak için tüm emekçilerle ve ezilenlerle kucaklaşmaya çağrıdır.

Şimdi halen umut etmemizi mümkün kılan bitmeyen yolculuğumuzun her bir anına, bu isyan bayrağının altında kavga eden herkese, 20 yıl önce doğup bugün güneşin ve yıldızın yürüyüşünde en önde olanlara, dün de bugün de hiç arkada kalmayanlara, diz çökmeyenlere, hayattan umudunu kesmeyenlere, uzun geleceğimize bitmeyen geçmişimize aşkla… Bir kez daha aşk olsun devrim olsun…

Yaşasın Özgürlük, Yaşasın Dayanışma…

Category: Deneme, Köşe Yazıları

Comments are closed.