BİR ZEYTİN AĞACIYDIM YIRCA’DA
Bir Zeytin Ağacıydım Yırca’da
Öylesine mutlu,
Öylesine gururlu,
Öylesine umutlu..
Öylesine güçlüydüm ki…
Güneşin ilk ışıklarını gördüğümde
Neşeyle dönerdi yapraklarım o masmavi gökyüzüne
Hasat mevsimi köylüm geldiğinde..
Mutlu,mesut dansederdim dallarımdan taşan sevgiyle..
Ne rüzgarlara,ne fırtınalara direndi bu gövde..
Ama direnemedi Zalimlere..
Bilmezdik ki kötülük..
Ne ben,ne de köyümün güzel yüreklileri..
Direniriz sandım önce..
Direndik günlerce,gecelerce..
Ama ne zormuş direnmek zalimlere..
Bir gün, ansızın geliverdiler üzerimize..
Acımasızca vurdular,vurdular hepimize..
Savrulduk her birimiz bir yerlere.
Yıktılar bedenlerimizi gözleri dönmüşçesine..
Ne istiyorlar bizden,anlamak çok zor..
Bilmezdik ki kötülük..
Ne ben,ne de köyümün güzel yüreklileri..
Şimdi ağlıyoruz hep birlikte..
Parçalalanmış gövdelerimizle..
Bizim için direnen,yaralanan bedenlerle..
En çok neye ağlıyorum,biliyor musunuz..
Kırılan,paramparça olan onuruma,gururuma..
O deli gibi sevdiğim memleketimde…
İşte böyle söndürdüler mutluluğumu,neşemi..
Ruhu paramparça bir Zeytin ağacıyım bundan böyle..
Bilemezler,nerden bilecekler ki…
Herkesin bir gün BARIŞ için uzatabileceği…
Bir Zeytin dalına ihtiyacı olacağını..