Markopaşa Efsanesi – Sabahattin Ali / ORHAN TÜLEYLİOĞLU

| April 6, 2015

markopasa-ve-otekilerÜlkemizin mizah ve muhalefet tarihinde benzeri görülmemiş bir örnek olan Markopaşa gazetesi, 25 Kasım 1946’da Sabahattin Ali ve Aziz Nesin yönetiminde yayın hayatına başladı.

Sabahattin Ali devrimci bir öykü yazarı olarak tanınıyordu ama Aziz Nesin adını yalnız  Tan okuyucuları duymuştu. Gazetedeki karikatürleri ise yine o zamana dek adı duyulmayan Mim Uykusuz çiziyordu. Daha sonra bu kadroya Rıfat Ilgaz da katılacak, Sabahattin Ali adı ile özdeşleşmiş olan gazete, sonraları Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz adlarıyla anılacaktı.

markopaşaMarkopaşa ilk sayısından başlayarak mizahın yalnızca bir eğlence aracı olmadığını bir hiciv ve iktidara karşı bir mücadele biçimi de olabileceğini gösterdi. Ilk   sayısı gerek muhalif tavrı ve duruşuyla, gerekse de mizahi üslubuyla var olan yayınların hepsinden farklıydı. Açık, meydan okuyucu ve provoke edici bir üslup kullanılıyordu.Bunu yalnızca dönemin ruhunu oluşturan polemiklerden ve siyasal dilden beslenerek değil, mizahla ve kendine özgü bir biçimde oluşturmaktaydı. Markopaşa zamanla tek parti döneminin algı, tutum ve alışkanlıklarının  tersine, tabu sayılan iktidar eleştirisini yaparak, siyasal ve toplumsal muhalefetin oluşmasında en etkin araçlardan biri oldu.

57×82 boyutlarında bir gazete yaprağının ikiye katlanmış halinde, dört sayıfadan oluşan Markopaşa’nın ilk sayısı “Halk Için Haftalık Siyasi Mizah Gazetesi” ibaresiyle çıktı.  Politik olarak kendini tanımladığı her yazıda halkçılık, köycülük, memleketçilik vurgusu hakimdi. Sabahattin Ali başyazılarında emperyalizme karşı savaşan halklar ve Kurtuluş Savaşı vurgularını sıklıkla kullanıyordu.Yazılar,   yaşanan zamandan duyulan hoşnutsuzluk, geçmişte yaşanmış  her açıdan başarılı  bir zamanla kıyaslanarak kaleme alınıyor, Cumhuriyet ilkelerinin özellikle Atatürk’ün ölümünden sonra tahrip edildiğini, emperyalizmle mücadele ederken, emperyalizme hizmet eder hale gelindiğini dillendiriyor, halk deyişlerini, türküleri, fıkraları, manileri ve kimi zaman da argoyu malzeme olarak kullanıyor, gerçek bir demokrasinin kurulması için bir gülmece havası içinde bütün özgürlük düşmanlarını karşısına alıyordu.

Mütevazı hedeflerle yayın hayatına başlayan Markopaşa kısa sürede, o zamana dek hiçbir gülmece dergisinin ulaşamadığı bir tiraja ulaştı ve 60 bin satmaya başladı. Halk ve aydınlar mizah sayesinde sessiz bir tepkiye ortak olmuşlardı.

Markopaşa’nın bu kadar yaygınlık kazanmasının nedeni, partileri ve anlayışları ayırt etmeksizin eleştirmesiydi. Tüm yazılar halkı uyarmak, onunla birlik olmak, halkın umudunu, isteklerini dile getirmek için yazılmaktaydı. Kamuoyunda en çok onun söyledikleri konuşulacak, ancak Meclis konuşmalarında “kökü dışarıda olan gazete” olarak adlandırılacak, yayın organlarının boy hedefi olacaktı.

Giderek her sayısı  bir başka basın davasına konu oluyordu. Yazarları mahkûm ediliyor, gerek Sabahattin Ali, gerekse gazetedeki yazıların çoğunluğunu kaleme alan Aziz Nesin, hapishaneden yazılar yazıyor ve bu yazılar ziyaretlerine gelen arkadaşları  tarafından gizlice dışarıya çıkarılıyordu. Her kapatılışında farklı adlarla yayınını sürdüren Markopaşa, özgür düşüncenin ve demokrasinin evrensel ilkelerine işaret ediyordu.

Markopaşa, bir mizah efsanesi olmakla birlikte, büyük trajedileri de içermekteydi. Rejime karşı en önemli tehlike olarak görülen bir ideolojiyle özdeştirilmişti. Dönemin Tek Parti iktidarı tarafından sürekli soruşturma ve kovuşturma geçirmiş, cadı kazanı olarak adlandırılan bir dönemin tüm olumsuzluklarını  yaşamış, hatta kurbanı olmuştu. Gazete, Sabahattin Ali’nin esrarengiz ölümündeki etkenlerden biriydi. Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz, Mim Uykusuz hapse girmiş, dergiyle ilgili hemen herkes cefa çekmiş, herkesin özel hayatı, aile düzeni bozulmuştu.

Markopaşa efsanesi beş yıl sürdü. Sabahattin Ali’nin öldürülmesiyle etkisini kaybetti. Bundan sonra benzeri birçok dergi çıkmış, ama hiçbiri Markopaşa’nın tutkulu muhalefetini ve mizahını yakalayamamıştı. Markopaşa putlaştırılmış olanları  en çirkin yerlerinden halka göstermiş, en cesaretli eleştiriyi  yapmıştı. Eleştirelliği ve politikası, iktidarı oldukça rahatsız edecek düzeyde yenilikçiydi.

Category: Deneme, Kitap, Köşe Yazıları, Yazın

Comments are closed.