Şiir
BEN KABİL / Gün Gencer

İlk insanoğluyum ben Babam Adem, anam Havvadır benim Irgatım ben, alnım terlidir Çift sürerim, çapam toprakta, elim nasırlı Bak Habil, tanrının sevgili kulu Ben hayvan kesmedim Dostum toprak verdi buğdayımı sundum arpamı, elmamı, hurmamı Kan mı istiyor ille senin tanrın? Süt kuzusu mu çekmiş canı yağlısından? -Sonra da ilk doğan erkek evladı kim […]
KIZILIRMAK / Hasan Hüseyin KORKMAZGİL

Silâh ve şarkı ben bütün karanlıkları bunlarla yendim doğacak çocuğumun kanında esen emekçi karımın dimdik bakışlarında ve çetelerin sipsivri uykusuzluğu silâh ve şark benim bütün şarkılarım iri kuşlardır al ve şafakleyin ışıklı nehirler büyütür silâh seslerim tankaranlığında yekinir yürür orman yekinir yürür toprak yekinir yürür kalabalıklar ve der ki kitabın ortayerinde bütün ırmakları dünyanın kızılırmaktan […]
OTUZÜÇ KURŞUN – THIRTY-THREE BULLETS / Ahmed ARİF

1. Bu dağ Mengene dağıdır Tanyeri atanda Van’da Bu dağ Nemrut yavrusudur Tanyeri atanda Nemruda karşı Bir yanın çığ tutar, Kafkas ufkudur Bir yanın seccade Acem mülküdür Doruklarda buzulların salkımı Firari guvercinler su başlarında Ve karaca sürüsü, Keklik takımı… Yiğitlik inkar gelinmez Tek’e – tek döğüşte yenilmediler Bin yıllardan bu yan, bura uşağı […]
Parkta / Nihat Ziyalan

boğuk güneşte yaşlı kemiklerimle sızlanıyorum oturduğum parkta Adana sıcağını düşünerek; avunmaya çalışırken, aniden çatlamış yaşında bir kız, koşuyor, ceylandan ödünç Aman Allah’ım! Birden durdu; lastik ayakkabısının, bağı çözülmüş. Yapma kız! Kendi gitti: yeli çarptı oturuşuma, sarsıldım. Şimşek mi yoksa deprem mi? Birdenbire silkinip; on yedilik, sıyrıldım kendimden. […]
ÖLEN ÇOCUKLAR İÇİN / Gündoğdu Gencer

Kürt değildi Berkin çocuk insandı, emekçi bir annenin evlâdı Alevi değildi, çocuktu, umuttu Senin TIRlarının silâh taşıdığı ticânilerin kurşuna dizdiği çocuklar gibi Senin polisinin caniye dönüştürülme evveli yâni üniforma giymeden önce bir zamanlar altı bezli bir bebek olduğu gibi Sen de çocuktun eskilerde Belki yoksul, belki horlanmış, sümüklü, toz toprak içinde, bezden bir top […]
YERÇEKİMLİ KARANFİL / Edip CANSEVER

Biliyor musun az az yaşıyorsun içimde Oysaki seninle güzel olmak var Örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi Bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda Midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor. Sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel O başkası yok mu bir yanındakine veriyor Derken karanfil […]
MENDİLİMDE KAN SESLERİ / Edip CANSEVER

Her yere yetişilir Hiçbir şeye geç kalınmaz ama Çocuğum beni bağışla Ahmet Abi sen de bağışla Boynu bükük duruyorsam eğer İçimden öyle geldiği için değil Ama hiç değil Ah güzel Ahmet abim benim İnsan yaşadığı yere benzer O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer Suyunda yüzen balığa Toprağını iten çiçeğe Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine Konyanın […]
DÜŞÜNCENİN ŞİİRİ / Edip CANSEVER

Valery şiirin fikirlerle yapılamayacağını savunur. “Şiirin içinde fikir, elmanın içindeki gıda kadar saklı olmalıdır” sözü de oldukça ün kazanmıştır. John Ciardi’nin de bir sözü varmış, yeni öğrendim : “Şiir fikirlerden söz açmaz, onları bir aktör gibi temsil eder,” diyor. Ben bu yargılardan şunu çıkarıyorum : Demek oluyor ki şair, en önce bir özümleyici; […]
Gözlerim Yarınlarda / Deniz Gezmiş

Yenilmişsem Elim kolum bağlı Boynumda yağlı ip Gelip dayanmışsam darağacına Dudaklarımda yarın Gözlerim yarınlarda Unutmak mı gerek seni? Kapılar kapalı Tutulmuşsa gece kapkara yollar Sıcacık bir sevgi sunmayacak mıyım insanlara? Bakmayacak mıyım yarınlara Seslenmeyecek miyim insanlara? * Yukarıdaki Deniz Gezmiş’in şiiri infaz sonrasında ailesine verilen eşyaları arasındaki 31 adet malzeme arasında bulunan karakaplı cep defterının […]
BEN ÖLDÜĞÜMDE

Ben öldüğümde dünya durmayacak çiçekler açacak yine bahar geldiğinde. Üç beş gün üç beş kişi birşeyler diyecek hakkımda doğru yanlış bilir bilmez ama ben bilmeyeceğim onlar da bilmeyecek onların cennetinde miyim cehennemlerinde mi. Belki bir sızı kalacak arada bir hakkımı yiyenlerin kadir bilmeyenlerin yüreğinde işte ben o sızı olacağım uzun sürmese de. Balta vurmadığım ağaçlar […]